rebotar

Kullanım örnekleri

rebotar
bounce
icon arrow

bounce

Phonetic: "/baʊns/"

Part Of Speech: noun


Definition: A change of direction of motion after hitting the ground or an obstacle.


Definition: A movement up and then down (or vice versa), once or repeatedly.


Definition: An email return with any error.


Definition: The sack, licensing.


Definition: A bang, boom.


Definition: A drink based on brandyW.


Definition: A heavy, sudden, and often noisy, blow or thump.


Definition: Bluster; brag; untruthful boasting; audacious exaggeration; an impudent lie; a bouncer.


Definition: Scyliorhinus canicula, a European dogfish.


Definition: A genre of New Orleans music.


Definition: Drugs.


Definition: Swagger.


Definition: A 'good' beat.


Definition: A talent for leaping.

Example: Them pro-ballers got bounce!

icon arrow

bounce

Phonetic: "/baʊns/"

Part Of Speech: verb


Definition: To change the direction of motion after hitting an obstacle.

Example: The tennis ball bounced off the wall before coming to rest in the ditch.


Definition: To move quickly up and then down, or vice versa, once or repeatedly.

Example: He bounces nervously on his chair.


Definition: To cause to move quickly up and down, or back and forth, once or repeatedly.

Example: He bounced the child on his knee.


Definition: To suggest or introduce (an idea, etc.) to (off or by) somebody, in order to gain feedback.

Example: I'm meeting Bob later to bounce some ideas off him about the new product range.


Definition: To leap or spring suddenly or unceremoniously; to bound.

Example: She bounced happily into the room.


Definition: To move rapidly (between).


Definition: (of a cheque/check) To be refused by a bank because it is drawn on insufficient funds.

Example: We can’t accept further checks from you, as your last one bounced.


Definition: To fail to cover (have sufficient funds for) (a draft presented against one's account).

Example: He tends to bounce a check or two toward the end of each month, before his payday.


Definition: To leave.

Example: Let’s wrap this up, I gotta bounce.


Definition: To eject violently, as from a room; to discharge unceremoniously, as from employment.


Definition: (sometimes employing the preposition with) To have sexual intercourse.


Definition: (air combat) To attack unexpectedly.

Example: The squadron was bounced north of the town.


Definition: To turn power off and back on; to reset

Example: See if it helps to bounce the router.


Definition: (of an e-mail message or address) To return undelivered.

Example: The girl in the bar told me her address was [email protected], but my mail to that address bounced back to me.


Definition: To land hard and lift off again due to excess momentum.

Example: The student pilot bounced several times during his landing.


Definition: (skydiving) To land hard at unsurvivable velocity with fatal results.

Example: After the mid-air collision, his rig failed and he bounced. BSBD.


Definition: (sound recording) To mix (two or more tracks of a multi-track audio tape recording) and record the result onto a single track, in order to free up tracks for further material to be added.

Example: Bounce tracks two and three to track four, then record the cowbell on track two.


Definition: To bully; to scold.


Definition: To strike or thump, so as to rebound, or to make a sudden noise; to knock loudly.


Definition: To boast; to bluster.

Türkçeden İngilizceye En Hızlı Çevirmen

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!